ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yaşayan Erdal Taner, Türkiye’de dijital teknolojinin öncü isimlerinden. Çağıltay ve Taner, 1993 yılında Türkiye’nin birinci internet kontağını kuran takımın içinde yer almıştı.
İLK TEMAS ODTÜ’DE
1993 yılında Türkiye’nin internetle birinci ilişkisi ODTÜ’de gerçekleştirildi. O devirde ODTÜ’nün Bilgi Süreç Dairesi’nde çalışan Kürşat Çağıltay, Erdal Taner ve takım arkadaşlarının işbirliğiyle başlayan bu seyahate, bilgiye herkesin erişebilmesi için çıkılmıştı. Türkiye’nin birinci internet irtibatının kurulmasında misyon alan Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi kısmında şu an genç kuşağı yetiştiriyor ve yeni teknolojiler üzerinde onlarla birlikte çalışıyor. Türkiye’nin birinci web sitesi olan metu.edu.tr’yi yani ODTÜ’nün şu an hâlâ kullanılmakta olan web sitesini oluşturan Erdal Taner ise çalışmalarına ABD’de devam ediyor. Prof. Dr. Çağıltay, 12 Nisan 1993 yılında birinci irtibatın kurulmasının akabinde gelinen nokta hakkında şunları söylüyor:
‘GELİNEN NOKTA ÜZÜCÜ’
“Bundan örneğin 25 yıl sonra da dijitalleşmenin değiştirmeyeceği en kıymetli öge bence öğretmen. Zira insanın beşerle etkileşimi çok değerli. Ancak dijitalleşmeyle öğretmene sunduğumuz imkânlar artacak. Bundan 10-15 yıl sonra ekran kavramının da kalmayacağını, dünyayla kontağımızı dijital lenslerle yapacağımızı düşünüyorum, bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Özcesi ilerleyen süreçte lenslerimizi takıp dünyaya bağlanacağız. Şu anda internet ve toplumsal medya kullanımının geldiği nokta beni üzüyor. Zira bilgiye erişmenin bir bedeli kalmadı. Örneğin arkadaşım rastgele bir mevzuyu araştırdım dediğinde ‘Ne yaptın Google’dan mı baktın?’ diye soruyorum. Araştırma yetkinliğimiz git gide azalıyor. Lakin natürel bu durum tekrar de internetin sağladığı katkılara gölge düşürmüyor. İnterneti araç olarak görmeye devam ettiğimiz sürece muhakkak kusursuz bir şey.”