Zülfü Livaneli’nin Kaplanın Sırtında romanı, Türkiye’nin bir dönemine ışık tutuyor

Zülfü Livaneli, tarihî notlardan yola çıkarak okurlarıyla buluşan Kaplanın Sırtında romanında, İstanbul’dan gönderilen yüksek rütbeli subaylar ve memurlar teker teker suikasta uğradığı için yürek sıfatıyla anılan korku şehri Selanik’e sürgün edilen Sultan Abdülhamid’in yaşadıklarını, hükümdarlık anlayışı ve psikolojik çözümlemeler arasında köprü kurarak anlatıyor.

Diplomat Özdem Sanberk’in muhteşem roman olarak nitelediği Kaplanın Sırtında, her yönden eleştirel bir okuma vadederken; sürgün edilmemiş de tatile çıkmış gibi saraydaki eşyalarını isteyen, temizlik hastalığı nedeniyle günde bir şişe kolonya bitiren padişahı hiç bilinmeyen yönleriyle ele alıyor.

Selanik’te devrik bir padişah

Kaplanın Sırtında, Sultan Abdülhamid’in Selanik’teki en özel anılarına, istibdat rejimi nedeniyle kendisine düşman olan İttihatçı Doktor Hüseyin Atıf Bey’in her detaya yer veren günlüğünden yola çıkarak ışık tutuyor.

Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor. Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit dalgası.


Hatıralardan hareket eden roman

Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor.

Selanik sürgünü boyunca Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.


Sayfa: 324

Kitabın sonunda söyleşi

Kitabın sonundaki QR kod ile okurlara sunulan, sorularıyla ve kitabın yazım sürecinde verdiği fikirlerle Kaplanın Sırtında’ya büyük katkıları bulunan Sırrı Süreyya Önder ile Zülfü Livaneli söyleşisi, Türkiye’nin geçmişten bugüne Avrupalılaşma sürecinin de panoramasını çiziyor.

“Sen kimi tutuyorsun”

Söyleşide Livaneli, halen pek çok ideolojide devam eden Sultan Abdülhamid tartışmalarına değinerek, “Aslında şahıs tartışılmıyor burada, Türkiye’nin bir dönemeci tartışılıyor. Tarihteki şahsiyetler üzerine siyaset kurmak ve ‘120 yıl önce şunlar olmuştu, sen kimi tutuyorsun?’ diye çarpışmak hakikaten doğru bir şey değil” ifadelerini kullanıyor.


“Allahın yeryüzündeki gölgesi”

Livaneli, kitabı yazmaktaki asıl amacının, tarihsel bir şahsiyeti ve o dönemin koşullarını olduğu gibi ortaya koymak olduğunu vurguluyor. Bir romancı olarak, politik ve ideolojik tartışmaların dışında bir kitap kaleme almak istediğinin altını çizen Livaneli; üç kıtaya yayılmış bir imparatorluğun padişahı ve halifesi olan, “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” diye addedilen birinin hal edilip, Selanik’te boş, metruk bir köşke yerleştirilmesinin hikâyesinin Kaplanın Sırtında’ya kaynak olduğunu ifade ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir