Mevzuat Ahenk Derneği tarafından “Düzenlemelerin Dönüştürücü Gücü ve Mevzuat Ahengin Katalizör Rolü” temasıyla Türkiye Sigorta AŞ Konferans Salonu’nda düzenlenen II. Mevzuat Ahenk Konferansı (Compliance Conference) başladı. Konferansın açılışında konuşan SEDDK Lideri Eroğlu, sigorta dalı olarak geleceği tasarlarken düzenlemelerden nasıl faydalanabilecekleri konusunda bu aktiflikten faydalanabileceklerini söz ederek, tertibin değerine ait görüşlerini paylaştı. Sigorta bölümünün çok değerli olduğunu, sigorta yapılmaması halinde hiçbir büyük yatırımın yapılmayacağını lisana getiren Eroğlu, şu anda Türkiye’de sigorta bölümünün büyüklüğünün istenilen seviyeye ulaşamadığını bildirdi.
‘Dünyanın 20 iktisadı arasındayız’
“Biliyorsunuz biz birinci 20 iktisat ortasındayız. Sigortamız 38. sırada. En azından ekonomimizin bulunduğu noktaya yaklaşmalıyız” diyen Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Penetrasyon oranı olarak baktığınızda son 20 yılda daima yüzde 1,30 ila yüzde 1,70 ortasında gidip gelmişiz. Yüzde 1,70’i geçememişiz, yüzde 2’ye ulaşamamışız. Orayı bir türlü kıramıyoruz. Münasebetiyle bugüne kadar yaptığımız her şeyi bir kenara bırakıp farklı şeyleri yapmayı denememiz lazım. Birebir şeyleri yaparak farklı sonuçlara ulaşamıyoruz. Hasebiyle bölüm olarak bir paradigma değişikliğine muhtaçlığımız var. Bu paradigma değişikliğinde düzenlemelerin rolünün çok değerli olduğunu, mevzuat altyapısının çok değerli olduğunu düşünüyorum.”
“BES’teki birikimler 400 milyar TL’ye yaklaştı”
Mehmet Akif Eroğlu, 2003’te başlayan Ferdî Emeklilik Sistemi’nde (BES) bugün prestijiyle 400 milyar TL’ye yaklaşılmasının bir muvaffakiyet kıssası olduğunu belirterek, 2005’te kurulan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) ve bu alandaki uygulamaları anlattı. Son yıllarda yapılan iştirak sigortacılığı düzenlemelerinden, ferdî emeklilikteki devlet katkısının artırılmasından, Türkiye Sigorta’nın ve SEDDK’nin kurulmasından bahseden Eroğlu, son 20 yılda altyapı alanında kıymetli atılımlar yapıldığını bildirdi.
Sigortacılıkta penetrasyonu artırmaları gerektiğini vurgulayan Eroğlu, son periyotta iklimsel, dijital ve birçok manada artan risklere işaret etti.
“Trafik sigortası hepimizin gücünü alıyor”
SEDDK Lideri Eroğlu, yapısal meseleleri çözmeleri gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Çünkü hepimizin her gününü meşgul eden bir trafik (sigortası) badiresi var. Bu hepimizin gücünü alıyor, dağıtım kanallarından şirket yöneticilerine ve otoriteye kadar hepimizin mesaisini çalıyor. Bizim burada geleceği tasarlamayı konuşmamız gerekirken trafiği konuşuyoruz. Otonom araçlar, droneler geliyor hazır mıyız? Çin ve ABD’de altyapı hazırlandı, droneler ile yük taşınacak. Uçan taksiler konuşuluyor. Bunlar sigortacılığın neresinde olmalı? Herhalde 20 yıl sonraki TSB ve SEDDK Lideri’nin çok rahat edeceğini düşünüyorum. Zira trafik sorunu kalmayacak. Genelde yapak, otonom araçlar alanda olacak, hasebiyle trafiği konuşmayacaklar. Onlara özeniyorum. Biz her gün trafikle gündemi açıp trafikle kapatıyoruz. Trafiği çözmemiz lazım ki kesimin büyümesini daha rahat, uygun, kaliteli ve vizyoner formda konuşabilelim.”
“Trafikte riskli sigortalara önemli yaptırımlar getireceğiz”
Mehmet Akif Eroğlu, şu anda Türkiye’de 158 milletlerarası sermaye bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bunların aradığı en değerli şey öngörülebilirlik. Hiçbir yatırımcı gri bir alana, sisli bir ortama yatırım yapmak istemez. Bizim bunu çözmemiz lazım. Şu anda trafik alanında netliği sağlayacak düzenlemeler yapmamız lazım. Hakikaten bu kapsamda kanun unsurları genel kaide değişikliği çıktı. Yalnızca şu anda trafikte gereksinimimiz olan şey kültür değişikliği yapabilmek, riskli sigortalı ile risksiz şoför ortasında ayrım yapabilmek, trafik sigortasını insanları âlâ otomobile sevk etmek üzere bir kaldıraç üzere kullanabilmek. Buna gereksinimimiz var. Bu istikamette trafik sigortasında bir iş planı, bir yol haritası ortaya koyduk.
“Gerekirse ehliyetleri askıya alınmalı”
SEDDK Lideri Eroğlu, trafikte kaza yapan ve yapmayan şoförler ile ilgili farklı kıymetlendirme yapmanın değerine işaret etti. Eroğlu, devamla şunları kaydetti: “Çünkü riskli sigortaları büsbütün bambaşka kategoriye alıyoruz. Onlara da önemli yaptırımlar getireceğiz. Yalnızca tarifeyi konuşmuyorum. Psikoteknik testler, ruhsal destekler, eğitim… Bir yılda en az 3 sefer kaza yapan 6 bin kişi var. Bunların birtakımı 8 kez kaza yapmış. Bunlara ben ‘şoför’ demiyorum, öbür bir şey… Kamuoyu ‘trafik canavarı’ diyor. Bizim bunları rehabilite etmemiz lazım. ‘Kazaya karışmak’ demiyorum. Kusurlu bir formda kazaya karışıyor. Herkes kazaya karışabilir. Trafik kurallarına uyduğunuzda kazaya neden, niçin karışacaksınız? Burada öbür bir şey var. Bu bireylerin gerekirse ehliyetlerinin askıya alınması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl alkollü kişi yakalandığında 6 ay ehliyeti askıya alınıyorsa bir kişi yılda 5 sefer kaza yaparsa farklı bir şeydir bu…”
‘Trafik canavarları iş bulamayacak’
Eroğlu, trafik sicil evrakı uygulamasının bir ihtilal olduğunu ve kamuoyunun bunun kıymetini çok anlamadığını belirterek, “Şoförlerin trafik geçmişini işletmelere sunma mecburiliği ya da imkanı getireceğiz. Trafik geçmişi şu anda sunulmuyor lakin bu imkan getirildikten sonra kişi kendi geçmişini görebilecek. Münasebetiyle bir kazadan ötürü repütasyonunun olumsuz etkileneceğini düşünen otobüs işletmesi, sürücülerden bu belgeyi istediği vakit trafik canavarları iş bulamayacak.” dedi.