Osmanlı’da ilk önce gizli bir örgüt olarak faaliyet yürüten İttihat ve Terakki, daha sonra yavaş yavaş başını çıkartmaya başladı. Osmanlı’yı savaşa sokan, darbeler yapan cinayetler işleyen İttihat ve Terakki’yi derinlemesine öğrenmek için size harika bir kitap öneriyoruz.
Edebiyat dışı okumalar yapmak isteyen kitapseverlerin keyifle okuyacağı bu çalışmada, yakın tarihimize damga vuran İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni daha yakından tanıyacaksınız. Günümüzde bile faaliyetleri hala tartışılan bu partinin anatomisini okuyun.
1889 yılında kurulan İttihat ve Terakki Fırkası, Türk demokrasi tarihinin ilk siyasi partisiydi; II. Meşrutiyet’in ilanına önayak oldu ve 1908-1918 yılları arasında kısa kesintilerle devleti yönetti. Yapılan ilk seçimlerde özgürlükleri genişletmeyi vadederek iktidara geldi.
Ancak parti mensupları geçmişe oranla çok daha fazla tahammülsüz ve eleştiriye kapalı bir tutum sergiledi. Baskı rejimine karşı çıkarak taraftar bulan ve bu sayede iktidara gelen fırka, baskı yapmaya başladı.
Genç ve idealist bir kadroya sahip olan İttihat ve Terakki Fırkası, parçalanmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurtarmak için yola çıksa da, devlet yönetimi konusundaki deneyimsizliği ve dönemindeki iç ve dış sorunlar nedeniyle devletin yıkılışını hızlandırdı.
Yıllardır bu dönemi çalışan İbrahim Çiçek, kapsamlı bir giriş yapmak isteyen okurlar için yazdı.
BİR PARTİNİN ANATOMİSİ
Birleşme ve İlerleme (yükselme) anlamına gelen İttihat ve Terakki, Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu siyasi kriz ve çalkantılar, Balkan savaşlarında ordunun siyasete karışarak söz sahibi olmak istemesi sonucu Osmanlı devleti bu savaşta yenildi ve önemli toprak kaybına uğradı.
1876 yılında ilan edilen Kânûn-ı Esâsi, (Osmanlı Devleti’nin ilk ve son anayasası) 1877 – 78 Osmanlı Rus savaşında Padişah Abdülhamit tarafından askıya alındı. Yeşilköy’e kadar gelen Rus ordusu karşısında fazla varlık gösteremeyen Osmanlı İmparatorluğu, savaşta yenilen taraf oldu.
SÜRGÜNE YOLLANAN PADİŞAH
Padişah Abdülhamid, Osmanlı – Rus savaşını bahane ederek Meclis’i süresiz feshetti. Özellikle basına uyguladığı sansür dönemin aydınları tarafından çok eleştirildi. Kendisine muhalif gördüğü gazetecileri ve yazarları sürgüne yolladı. Böylece 33 yıl ülkeyi baskı altında yöneterek iktidarını sürdürdü. Uzun süren bu saltanat bir darbeyle son bulacak ve kendisi sürgüne yollanacaktı daha sonra.
Sayfa: 406
BAB-I ALİ BASKINI
İşte bu ahval ve şerait içerisinde İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimleri Enver, Talat ve Cemal Paşa komutasında, tarihe Bab-ı Ali Baskını olarak geçen kanlı bir darbeyle hükümeti devirerek ülke yönetimine bütünüyle el koydu.
Ülkenin her geçen gün daha da kötüye gitmesi, yaşanan toprak kayıpları, Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanması ve diğer azınlıkların da buna benzer girişimlerde bulunması İttihat ve Terakki’yi doğurmuş ve darbe yapacak güce zamanla ulaşacaktı.
Kitapta aynı zamanda 31 Mart Vakası, Genç Osmanlılar, Jön Türkler, asker ve sivil ilişkileri, suikastlar, gizli örgütlenmeler ve dönemin konjonktürel siyaseti hakkında farklı bakış açıları kazanabilirsiniz. Çünkü tarihi doğru ve tarafsız kaynaklardan okumak her zaman doğru olandır.