Hürrem Elmasçı
Çocuklar, evvel bir şikâyet ile başlayacağım. Odatv sorumlu müdürü Can Bey başımın tatlı belası. “Hürrem Hanım onu yazmayın, Hürrem Hanım bunu yazmayın.”
Tek istedikleri, siyasi kulis yazmam. Amma artık bugün ne oldu, bugün seçim yasağı var, elime düştü!
Siyasi kulis yazmayacağıma nazaran size medya dedikodusu vereyim. Çocuklar, esasen şu son iki ayda çok gerildik, yorulduk, herkesten duyar oldum; “seçimler bir an bitse de rahatlasak!”
Sıkıntısı yalnızca seçim olmayanlar da var. Kimi ailelerin kaygısı başka…
İşte anlatacağım bahis bu…
ATTIĞI İLETİLER ORTAYA ÇIKIYOR
Çocuklar hiç kusura bakmayın, çok yakın dostumuz olan pek meşhur sanatçı ailenin ismini vermeyeceğim. Babaları vefat etti, anneleri de maalesef hasta. Uzun yıllar Ankara’da oturdular, temsillerini hiç kaçırmazdık. Kızları da benim kızla okul arkadaşı, üzgünüm okul ismini de veremem, çabucak anlarsınız…
Neyse, aile İstanbul’a göç ettikten sonra da bağımız sıklıkla olmasa da uzaktan sürdü.
Bu hafta başında kızımdan öğrendim, arkadaşının canı çok sıkkınmış. Zira eşine, 30 yaşlarında ünlü bir sunucu bayan yaklaşmış, ne kadar yaklaşmış bilmiyorum olağan. Attığı telefon bildirileri ortaya çıkmış, bu iletileri yakalayan da ailenin küçük kızı. Annesinden habersiz “Baba bunlar nedir” diye hesap soruyor. Bununla da kalmıyor, annesinin telefonundan sunucu bayana ağır kelamlar içeren ileti atıyor! Ortalık karışıyor…
PARTİ SUNUCUSU
Anadolu’dan İstanbul’a gelen bu sunucu bayan maşallah çok fettan-cilveli biri. İnsanlara duygusal yaklaşarak maşallah her istediğini yaptırıyor. Bunu, meskenin erkeğine attığı iletilerden çıkarıyorum; “doğum günüm için tekne ayarlayabilir misin” gibi…
Gerçi toplumsal medyada da model üzere pozlar veren paylaşımlar yapıyor, “bir gazeteci niçin bu türlü yapar” anlamam mümkün değil. Bizim periyot Ankara’dan Müşerref Hekimoğlu’nu yahut daha gençlerden Parıltı Batur’u tanır, bu yeni nesil bayan gazetecileri anlamak zor…
Hatırladım artık bu sunucu bayanın ismi ünlü bir gazeteci ile geçmişti. Birlikte kitap çalışması mı ne yapmışlardı. Neyse, çok özel hayata girmeyeyim, kızımız pek becerili yakın münasebetler konusunda…
Öyle ki, bir partinin neredeyse tüm büyük etkinliklerinde sahneye çıktı, sunuculuk yaptı bu hanım kızımız! Bunu nasıl başardı, parti idaresinden ya da kampanyayı yapanlardan kimleri tanıyordu, bilmiyorum. Biliyorum da bilmiyorum diyeyim…
HIRSLI DUYGUSAL SUNUCU
Kızım, aile dostumuzun başına gelenleri anlatınca çok üzüldüm, şu Bizans artığı İstanbul ne kadar ürkütücü kent.
Evin küçük kızının, babasını ayartan sunucuya ileti attığını mesken ahalisi şöyle anlıyor: Bir gün telefonda, “müvekkilimi vefatla tehdit etmişsiniz sizi dava edeceğiz” diyen bir avukat arıyor. Bu görüşmeden sonra iş çözülüyor ve tabi konutta arbede kıyamet kopuyor.
Bizim kızın arkadaşı anne, açıyor telefonu sunucu bayana, neler demiyor ki?
Şimdi herkes merakla bekliyor, karşı taraf savcılığa gidecek mi? Telefon iletileri ortaya saçılacak mı?
Yüzüne baktığınızda pek duygusal görünen sunucu bayanın yaptıkları beni çok şaşırttı. Canım Oscar Wilde’ın hoş kelamı vardır, “Hırs, başarısızlığın son sığınağıdır.”
Umarım aile dostlarımız da maddi zenginlik peşindeki bu hırslı bayandan kendilerini kurtarır…