Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TBMM’de; “Cevabını, Türk kamuoyu önünde; Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ve MİT’ten bekliyorum. Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’a yönelik bu türlü bir suikast teşebbüsü oldu mu? MİT’e bununla ilgili duyum bildirilince, bu operasyon durduruldu mu? Bu mevzuda en kısa vakitte bir bilgi paylaşımının yapılmasını istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özdağ, şunları söyledi:
“12.9.2022 tarihinde, üst seviye bir İçişleri Bakanlığı bürokratı, benimle temas kurarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bana ve Sedat Peker’e yönelik suikast teşebbüsünde bulunmak hedefiyle, iki aksiyon kümesi oluşturduğu bilgisini verdi.
Ben de tabi kendisi ne kadar üst seviye bir bürokrat olursa olsun; bu tıp bilgilere kuşkuyla bakarım. Münasebetlerini sordum. Birtakım münasebetler paylaştı benimle. Ben de rastgele bir teşebbüste bulunmadım. Yalnızca kayda aldım, değerlendirdim.
16.9.2022 tarihinde bir öbür zat, Manisa’dan Ankara’ya bir düğüne gelen, bir Emniyet Müdürü’nün düğününe gelen bir zat; Ankara Gölbaşı’nda yapılan nikah ve düğün sırasında bir küme emniyet müdürünün kendi ortalarında sohbet ederken, Ümit Özdağ’a yönelik bir suikasttan bahsettiklerini kulakları ile duyduğunu tabir ederek, beni telefonla aradı. Ben de bunun üzerine, bu iki bilginin üst üste gelmesi üzerine; Zafer Partisi Genel Sekreteri ve Erzurum eski Milletvekili Sayın Cezmi Polat’a durumu bildirerek, MİT Lideri Hakan Fidan’a resmi bir evrakla durumu bilgi için yollamasını istedim ve bu mektup resmi evrak olarak 21.09.2022’de MİT Müsteşarlığı’na imza karşılığı verildi.
Konu; bizim açımızdan bu halde kapandı. Devlete bilgi verdik. Gerçek olup olmadığını bilmiyoruz. Soruşturulması, artık devletin istihbarat ünitelerinin yetkisindeydi. Bunu da kamuoyuyla paylaşmayı hiç düşünmedik. Ta ki Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden Sayın Cezmi Polat’a bir telefon gelene ve kendisi tabire davet edilene kadar…
Çünkü devletteki bütün protokoller, yazışma kuralları çiğnenerek; bu mektup Hakan Fidan tarafından Süleyman Soylu’ya yollanmış. Bu inanılır üzere bir şey değil. Devletin ayağı düşmesidir bu. Bunu biz paylaşmayacaktık. Devlette protokoller vardır, bunu ortaya dökemezsiniz. Şayet Süleyman Soylu ile aranızda bir ihtilaf varsa ve bir siyasi hesaplaşma yapıyorsanız, yapın. Ancak bu, bir devlet problemidir. Ahbap çavuş ilgisi ile bizim size bildirdiğimiz ve soruşturmasını yapmanız gereken şeyi ya da yapmamanız gereken şeyi, burada kuşkulu durumda olan Bakan’a bildiremezsiniz.
Bir öteki bilgi daha yollayacaktım Hakan Fidan’a ‘doğru mu’ diye. Ancak artık yolladıklarımın Süleyman Soylu’ya direkt gittiğini öğrendiğim için yollamıyorum ve kamuoyu önünde soruyorum.
Bu mektubun tarihi, 21 Eylül. 24.10.2022’de Ankara’da terör örgütü El-Nusra, Heyet Tahrir Şam Cephesi’ne yönelik bir soruşturmada, 11 şüpheliden 9 tanesi yakalanıyor. Gelen not şu: Bana tekrar, ‘Ankara merkezli El-Nusra operasyonu yapıldı, 11 gözaltı oldu, elebaşı ismini paylaşmıyorum. Daha evvel size yazmıştım. Malum şahıs Ankara’da bunlara mesken ayarlamıştı. Sizin için özel getirilen iki militan vardı. Şahsen size yönelik aksiyon için İstanbul’da bunlara yardım eden Suriye El-Bab’da altı ay emniyet müdürlüğü yapmış olan ‘nokta nokta’ Beylikdüzü’nde bir mesken aldı, lokanta açtı, İstanbul’da sizin faaliyetlerinizi bu şahıs aracılığı ile takip ettirdiler. Evvel hareket için karar alındı, sonra vazgeçtiler. Bunlar da 24 Ekim’de terörist diye toplandı. İstanbul’da ‘nokta nokta’ dahil üç kişi alınmadı. Asıl hareketçi iki militana yol verildi. Dokuz kişi yakalandı, basına fazla bilgi verilmedi, kaç kişi tutuklandı, bilgi yok.’
“Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’a yönelik bu türlü bir suikast teşebbüsü oldu mu?”
Bu mevzunun yanıtını, Türk kamuoyu önünde; Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ve MİT’ten bekliyorum. Bu bilgi hakikat mu? Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’a yönelik bu türlü bir suikast teşebbüsü oldu mu? MİT’e bununla ilgili duyum bildirilince, bu operasyon durduruldu mu? Bu hususta en kısa vakitte bir bilgi paylaşımının yapılmasını istiyoruz.
İçişleri Bakanlığı, MİT’in bu belgeyi kendisi ile paylaşması üzerine benimle ilgili olarak, Sayın Cezmi Polat ile ilgili olarak, burada ismi geçen Mustafa Türk’le ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı’na ‘hakaretten, iftiradan’ kabahat duyurusunda bulunmuş. Bizim İçişleri Bakanlığı ile ilgili bir iftiramız kelam konusu değil. Muhatabımız bakanlık da değil. Muhatabımız MİT. MİT’e bize gelen bilgiyi aktararak durum tespiti yaptık. Lakin devletin çivisinin çıktığı ve hiçbir kuralın, geleneğin takip edilmediğini bir kere daha keder ile gördük.
İki hadiseyi daha gündeme getireceğim. Ceylanpınar’da iki polis kardeşimiz meskenlerinde şehit edilmişlerdi. Bu mevzu ile ilgili tutuklamalar yapıldı, yargılamalar yapıldı. Tutuklanan ve yargılananlar beraat ettiler. Daha sonra istinafa götürüldü, onaylandı. Şu anda Yargıtay basamağında olması gerekiyor. Bu polisleri kim şehit etti? Dava evrakı üzerinde neden zımnilik var. Bu soruyu soruyoruz.
İkinci soru; bir mühlet evvel Narkotik Şube’nin bir operasyonunda, Şırnak’ta otomobilinde, bombalar bulunan polis memuru tek başına mı hareket ediyordu? Yoksa yanında öbürleri var mıydı? Neden aracında bombalar taşıyordu? Bu mevzuda soruşturma hangi evrede?
Üç; Zafer Partisi olarak önümüzdeki süreçte AB ülkelerindeki değişik siyasi partilerle temaslarımız başlayacak. Ve bu temaslarda, muhataplarımıza; Zafer Partisi’nin 13 milyon sığınmacı ve kaçağı, ülkelerine nasıl geri yollayacağı konusundaki görüşlerimizi aktaracağız.” (ANKA)